ولأضلنهم ولأمنينهم ولءامرنهم فليبتكن ءاذان الأنعم ولءامرنهم فليغيرن خلق الله ومن يتخذ الشيطن وليا من دون الله فقد خسر خسرانا مبينا


“Onları saptıracağım, onları kuruntularla oyalayacağım, hayvanların kulaklarını yarmalarını (böylece etlerini haram etmelerini) emredeceğim, ALLAH’ın yaratışını/tasarımını değiştirmelerini emredeceğim.” Kim ALLAH yerine sapkını dost ve egemen edinirse apaçık bir kayba uğramıştır.*


  • Sünnet denilen merasimle çocukların cinsel organlarını kesenler (Afrika ülkelerinde kız çocuklarının klitorislerini Sünnet edip cinsel organlarını parçalayanlar) sağlık açısından gereksiz olan bu ameliyatla hem çocuklara acı çektirmekte ve hem de insanın yaratılışında Tanrı’nın hata yaptığını ima etmektedirler. Kuşkusuz, çocukların cinsel organlarının derisi Tanrı’nın yaratılışında bir anomali değildir; normal bir durumdur. Sünnetçiler Tanrı’ya karşı meydan okur: “Ey Tanrı, yüce yaratıcı, her şeye gücü yeten ve her şeyi bilen Efendimiz, sen en iyi biçim verensin, evrenin yaratanısın.
  • Ne var ki, ey Tanrı, sen bizim cinsel organlarımızı yamuk yaratmışsın. Senin işlediğin hatayı usturalar ve makaslarla BİZ düzelteceğiz. Cinsel Organlardan kan akarken ve çocuklarımız çığlıklar atarken senin büyüklüğünü anacağız Efendimiz!“ Erkek ve kız çocukları üzerinde Sünneti uygulamak isteyenler sürekli olarak yeni sebepler uydurmaktadırlar. Mastürbasyonu veya cinsel yollarla bulaşan hastalıkları engellemek ilk önerilen sebeplerdi. Daha sonra bunlara birçok sebep daha eklendi: yatağa işemek, kanseri engellemek, AIDS’e karşı korunmak gibi… Ne var ki, tıbbi araştırmalar Sünnetin bir yararı olmadığını ve hatta çocuklara dayatılan bu ameliyatın onların psikolojik gelişmelerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini göstermektedir. Sünnet sonucu sakatlananların ise sayısı belli değildir. İşin ilginci, Hadis kitapları, Peygamber döneminde Müslüman olanların Sünnet olduklarına dair hikâyeler nakletmeyi unutmuşlardır.
  • Ebu Bekir, Ömer yahut Hamza bugün müslüman olsaydı, bizim müslümanların ilk yapacağı işlerden biri onları bir Sünnetçiye teslim ederek cinsel organlarını kana bulamak olacaktı. Sünnilerin kutsal Hadis kitaplarından Ahmed B. Hanbel’in Müsned’i, Osman bin el-As’ın Sünnet törenine katılmayı reddettiğini ve bunun bir bidat olduğuna inandığını rivayet eder. Ünlü Taberi, Halife Abdul Aziz’in, jizye vermekten kurtulmak için İslam’ı ka­bul eden Horasanlılar’ın Sünnet edilmesi önerisine karşı çıktığını rivayet eder. El-Nevevi, İbn-i Munzir’den alıntı yaparak Sünnet etmenin bidat olup olmadığını tartışır. Kısacası, ehl-i Sünnet kaynakları, her şey gibi bu konuda da çelişkilerle dolu.
  • Sakat doğan çocuklar üzerinde yapılan ameliyatlara ne demeli? Kuşkusuz, bireylerin ve toplumların günahları ve aşırılıkları sonucu, veya bir sınav amacıyla, sakat olarak doğan çocuklar bir anomali olup, ameliyat yoluyla onları Tanrı’nın asıl yaratılışına uygun bir hale sokmak kınanamaz. Ayrıca, “peki tıraş olmanın hükmü nedir?“ diye soru yöneltenlere cinsel organı kesme ile kıl kesme arasındaki farkı anlatmalı mı bilmiyorum? Muhammed peygamber insanları Sünnet etmek için halklara elçi olarak gönderilmedi. Çocuklara karşı işlenen bu suç artık tarihe gömülmeli.
  • Bak 13:8; 25:2; 32:7; 40:64; 64:3; 82:6-9.

login form
mealteklif.com

Öneride bulunmak için giriş yapın.

Şifrenizi mi unuttunuz?

Hesabınız yoksa kaydolun

Hizmet şartları Gizlilik politikası

Kuran çevirileri öneri sayfası

posta@mealteklif.com