إذ قال يوسف لأبيه يأبت إني رايت أحد عشر كوكبا والشمس والقمر رايتهم لي سجدين
Yusuf, babasına, şöyle demişti: “Babacığım! Aslında, on bir gezegeni, Güneş’i ve Ay’ı gördüm; bana secde ettiklerini gördüm!”
Yıldızlar, etken bir terim olan Necm terimiyle, gezegenler ise edilgen bir terim olan Kevkeb terimiyle Kur'an’da bildirilmiştir. Yıldızlar, ışıma kaynakları olan füzyon enerjisiyle ışık üretirler; etkendirler. Gezegenler ise yıldızlardan gelen ışığı yansıtırlar ve ışık üretemezler; edilgendirler. Güneş’in çevresinde dönen gök cisimleri gezegen olarak tanımlanır. Dünyamız da bir gezegendir. Ay, Dünya’nın çevresinde döndüğü için gezegen olarak tanımlanmaz. Gezegen terimi, 6:76, 24:35, 37:6 ve 82:2 ayetlerinde de bildirilmiştir. Binlerce yıl öncesi çıplak gözle yapılan gözlemler sonucunda, Dünya’ya yakın olan beş gezegenin varlığı biliniyordu. Teleskopun icat edilmesinden sonra, on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda altı gezegen daha keşfedildi. Kur'an’da bildirildiği gibi, Dünya’dan gökyüzüne bakıldığında görünen on bir gezegen, Dünya’ya yakınlık sırasıyla şunlardır: Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Saturn, Uranus, Neptun, Pluton, Ceres, Pallas ve Juno. Kimi bilim insanları, son üç gezegeni onaylamamışlardır. Yeni bilgilere ve bulgulara erişildikçe, uzay boşluğundaki araştırmaların ve bilimsel tartışmaların hiç sona ermeyeceği, kesin bir gerçek olarak anlaşılıyor.