قد كانت لكم أسوة حسنة في إبرهيم والذين معه إذ قالوا لقومهم إنا برءؤا منكم ومما تعبدون من دون الله كفرنا بكم وبدا بيننا وبينكم العدوة والبغضاء أبدا حتى تؤمنوا بالله وحده إلا قول إبرهيم لأبيه لأستغفرن لك وما أملك لك من الله من شيء ربنا عليك توكلنا وإليك أنبنا وإليك المصير
Sizin için İbrahim ve onunla beraber olanlarda güzel bir örnek vardır. Onunla beraber olanlar, halklarına, “Biz, sizden ve sizin ALLAH’ın dışında hizmet ettiklerinizden uzağız. Sizi tanımıyoruz. Yalnız ALLAH’ı onaylayıncaya kadar bizimle sizin aranızda ebedi olarak düşmanlık ve nefret belirmiştir. Ne var ki, İbrahim’in babasına “Senin bağışlanman için dua edeceğim, fakat ALLAH’tan gelecek hiçbir şeye karşı seni koruyamam.” Biçimindeki sözü (bir hata olarak) bunun dışındaydı. “Efendimiz, sana güvendik, sana yöneldik ve sonunda sana döneceğiz.”*
Bak 33:21.
Arapça “VAHDEHU“ (YALNIZ/SADECE) sözcüğü Kuran’da altı kez geçmekte olup bunlardan birisi, SADECE Kuran’ı izlememizi emreder (17:46). “SADECE Allah“ ifadesi 7:70; 39:45; 40:12,84 ve 60:4 ayetlerinde geçer. Bu sayıların toplamı 361, yani 19x19 etmekte ve böylece Kuran’ın ana mesajının “SADECE Allah’a kulluk etmek“ olduğunu vurgulamaktadır.
Müşriklerin doğru yolu bulması için dua edebiliriz; ancak onların bağışlanmasını dileyemeyiz (4:48, 116).