ولئن سألتهم من خلق السموت والأرض ليقولن الله قل أفرءيتم ما تدعون من دون الله إن أرادني الله بضر هل هن كشفت ضره أو أرادني برحمة هل هن ممسكت رحمته قل حسبي الله عليه يتوكل المتوكلون
Oysa aslında, “Gökleri ve yeryüzünü kim yarattı?” diye onlara sorarsan, kesinlikle, şöyle diyecekler: “Allah!” De ki: “Allah'tan başka bir de ayrıca yakarışlarda bulunduklarınızı görüyor musunuz? Allah, bana bir yitim dilerse, O'nun vereceği yitimi, onlar giderebilir mi? Veya bana bir rahmet dilerse, O'nun rahmetini, onlar tutabilir mi?” De ki: “Allah, bana yeterlidir. Kuşkusu olmayanlar, O'na güvenirler!”
“‘Gökleri ve yeryüzünü kim yarattı?’ diye onlara sorarsan, kesinlikle ‘Allah!’ diyecekler.” bildirimi, 29:61, 29:63, 31:25 ve 43:9 ayetlerinde benzer sözcüklerle tekrarlanır. Kuşkusu olmayanların Allah'a güvenmesi konusu, İncil, Matta 14:25-31 yazımlarında, şöyle yazılıdır: “İsa, sabaha karşı gölün üstünde yürüyerek onlara yaklaştı. Gölün üstünde yürüdüğünü görünce, havariler dehşete kapıldılar ve ‘Bir hayalet!’ diyerek korkuyla bağırdılar. Ama İsa ‘Benim; yürekli olun, korkmayın!’ diye seslendi. Petrus, şöyle cevap verdi: ‘Eğer sen isen, buyruk ver; suyun üstünden yürüyerek sana geleyim.’ İsa, ‘Gel!’ dedi. Petrus, tekneden indi ve suyun üstünde yürüyerek İsa’ya yaklaştı. Ama rüzgârın ne denli güçlü estiğini görünce korktu; batmaya başladı. ‘Öğretmen; beni kurtar!’ diye bağırdı. İsa, elini uzatıp onu tuttu; ‘Ey kıt imanlı; neden kuşku duydun?’ dedi.”