وقل للمؤمنت يغضضن من أبصرهن ويحفظن فروجهن ولا يبدين زينتهن إلا ما ظهر منها وليضربن بخمرهن على جيوبهن ولا يبدين زينتهن إلا لبعولتهن أو ءابائهن أو ءاباء بعولتهن أو أبنائهن أو أبناء بعولتهن أو إخونهن أو بني إخونهن أو بني أخوتهن أو نسائهن أو ما ملكت أيمنهن أو التبعين غير أولي الإربة من الرجال أو الطفل الذين لم يظهروا على عورت النساء ولا يضربن بأرجلهن ليعلم ما يخفين من زينتهن وتوبوا إلى الله جميعا أيه المؤمنون لعلكم تفلحون
İnanan kadınlara da söyle; bakışlarını korusunlar ve eşey organlarını sakınsınlar. Görünenlerin dışında, çekiciliklerini açığa vurmasınlar. Örtülerini, yakalarının üzerine kapatsınlar. Şu kişilerden başkasına, çekiciliklerini göstermesinler: Kocaları; babaları; kocalarının babaları; oğulları; kocalarının oğulları; erkek kardeşleri; erkek kardeşlerinin oğulları; kız kardeşlerinin oğulları; evlerindeki kadınlar; yanlarında kendilerine bağlı olanlar; kendilerine bağlı olup eşeysel isteklerden yoksun bulunan erkekler; kadınların gizli bölgelerinin ayırdında olmayan çocuklar. Ayrıca, gizledikleri çekiciliklerini belli etmek için adımlarını yere vurmasınlar. Hep birlikte, pişmanlığınızı Allah'a gösterin; ey inanca çağırılanlar! Böylece, belki kurtuluşa erişirsiniz.
Başörtüsü olarak da yorumlanmış olan Humuri sözcüğünün, Lisânu’l-Arab’ta yazılı olan gerçek anlamı örtüdür. Göğüs anlamına gelen Cuyub sözcüğü ise 27:12 ve 28:32 ayetlerindeki “Elini göğsüne sok!” buyruğunda da geçer. Bu ayette, Humuri sözcüğü, Cuyub sözcüğü ile birlikte kullanılarak, göğüs bölgesinin örtülmesi bildirilmiştir. Arap dilinde, kadınların başörtüleri için, Mikna veya Nasıyf sözcükleri kullanılır. “Şu kişilerden başkasına çekiciliklerini göstermesinler!” bildirimi ise kadınların çocuk emzirmeleri sırasında, aynı yerde bulunmalarında sakınca olmayan kişileri tanımlamaktadır. Çünkü kadınların çocuk emzirme sürecinin iki yıl sürdüğü 2:233 ayetinde bildirilmiştir. Ayetin sonunda bildirilen, “Çekiciliklerini belli etmek için adımlarını yere vurmasınlar!” buyruğundan, kadınların adımlarını yere vurarak yürümesi durumunda, dışarıdan belli olan çekiciliklerin, kadınların göğüsleri olduğu anlaşılmaktadır. Başörtüsü konusu, İncil yazımlarında yazılıdır. İncil, I. Korintliler 11:3-15 yazımları, özetle, şöyledir: “Başı açık olarak yakarışta bulunan veya peygamberlik eden her kadın, başını küçük düşürür. Böylesinin, başı tıraş edilmiş bir kadından farkı yoktur. Kadın başını açarsa saçını kestirsin; ama kadının saçını kestirmesi ayıpsa başını örtsün. Erkek başını örtmemelidir. Çünkü o, Tanrı’nın benzeri ve yüceliğidir. Kadın da erkeğin yüceliğidir. Çünkü erkek kadından değil, kadın erkekten yaratılmıştır. Erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratılmıştır. Bu nedenle ve melekler uğruna, kadının başı üzerinde, erkeğin yetkisi olmalıdır. Ne var ki, Rab için, ne kadın erkekten ne de erkek kadından bağımsız değildir. Çünkü kadın erkekten yaratıldığı gibi, erkek de kadından doğar. Ama her şey Tanrı’dandır. Siz, kendiniz karar verin; kadının, başı açık olarak Tanrı'ya yakarışta bulunması uygun mu?”