لا يكلف الله نفسا إلا وسعها لها ما كسبت وعليها ما اكتسبت ربنا لا تؤاخذنا إن نسينا أو أخطأنا ربنا ولا تحمل علينا إصرا كما حملته على الذين من قبلنا ربنا ولا تحملنا ما لا طاقة لنا به واعف عنا واغفر لنا وارحمنا أنت مولينا فانصرنا على القوم الكفرين
ALLAH kişiye ancak kapasitesi kadar yükler. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kazandığı kötülükse kendi zararınadır. “Efendimiz, unutur yahut yanılırsak bizi sorumlu tutma! Efendimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır sorumluluk yükleme! Efendimiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükleme! Bizi hoş gör, bizi bağışla ve bize acı! Sensin bizim efendimiz/egemenimiz (mevlana). İnkarcılar topluluğuna karşı bize yardım et!“*
“Mevla“ (egemen/koruyucu/efendi) kelimesi Kuran’da 18 kez geçmekte ve bunlardan 13 tanesi Tanrı için kullanılır (2:286; 3:150; 6:62; 8:40; 9:51; 10:30; 22:78; 47:11; 66:2,4); geri kalan 5 tanesi de Tanrı’dan başkaları için putperestlerin bir yakıştırması olarak veya olumsuz anlamda kullanılır (16:76; 22:13; 44:41; 57:15).
Kuran’da sadece Tanrı için kullanılan “Mevlana (Bizim dostumuz/egemenimiz/koruyucumuz)“ ifadesi, halk tarafından din adamlarına yakıştırılmıştır.
Hatta Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerde din adamları, bu ayete rağmen kendilerini, dinsel amaçla, “Mevlana“ ünvanlıyla anmayı adet haline getirmişlerdir.
Bak 6:62; 8:40; 9:31; 9:51; 10:30; 22:13,78; 34:41; 42:21; 47:11; 66:2,4. “Veli“ (dost/yakın arkadaş) kelimesi ise hem Tanrı için ve hem insanlar için kullanılır.
Tanrı müminlerin velisidir ve müminler de birbirlerinin velisidir.