ولقد صدقكم الله وعده إذ تحسونهم بإذنه حتى إذا فشلتم وتنزعتم في الأمر وعصيتم من بعد ما أريكم ما تحبون منكم من يريد الدنيا ومنكم من يريد الءاخرة ثم صرفكم عنهم ليبتليكم ولقد عفا عنكم والله ذو فضل على المؤمنين
Gerçek şu ki, Allah, size verdiği sözü tuttu. O'nun izniyle, onların ayırdına vardınız. Ama Allah, istediğinizi size gösterdikten sonra gevşediniz, tartıştınız ve karşı geldiniz. Kiminiz dünyayı; kiminiz sonsuz yaşamı istiyordu. Sonra, sizi sınamak için onlardan çevirdi ve gerçek şu ki, sizi bağışladı. Çünkü Allah, İnananlara Karşı Bağış Sahibi’dir.
3:152-156 Bu ayetlerin, Uhud Savaşı’yla ilintili olduğu varsayılır. Medine’nin kuzeyindeki Uhud bölgesinde, Müslümanlarla ortaklar koşanlar arasında 625 yılında gerçekleşen savaş sırasında, güvenlik amacıyla tepeye yerleştirilen okçular, savaş kazanımları için aceleci davranarak tepeyi bırakmışlardı. Peygamberin önderliğindeki Müslümanlar, kazanmak üzere oldukları savaşı yitirmiş ve Medine’ye döndüklerinde, “Allah, kazanacağımız konusunda, hani bize söz vermişti?” diyerek, peygambere yakınışta bulunmuşlardı.